F-35 projesinde çatırdamalar

F-35 cephesinde hava olumsuz… Bir yandan uçağın küçük de olsa teknik ve yapısal sorunları ortaya çıkarken diğer yandan mali sorunlar program üyesi ülkelerde krizlere yol açıyor.

SavunmaSanayi.NET olarak yaklaşık iki haftadır Hollanda’daki F-35 krizinin takipçisiydik. Bu hafta yine gözümüz Hollanda üzerindeydi ve Hollanda’da bir hafta içinde önce önemli bir kriz yeşerdi, ardından siyasetçiler sağduyulu davranarak orta yolu buldular. Hollanda’da yaşanan kriz, maliye temelliyken, demokratlar ve işçi partililer arasındaki anlaşmazlık askeri projeyi siyasi bir saha haline getirdi.

Neler olmuştu?

Sadece meclis tutanaklarında bir kaç organize olmayan söylemler şeklinde yer alan F-35 meselesi, Hollanda’nın önemli kuruluşlarından NRC International’in yaptığı haberle ve basının da konunun üzerine düşmesiyle partiler F-35 üzerinden siyaset yapmaya başladılar.

Basının üzerine çok düştüğü durum JSF’nin somut bir meyve vermemesine karşın Rotterdam’dan Almanya’ya kurulan yeni kargo demiryolu Betuwelijn’den daha pahalıya gelmesiyle ifade edilirken, şu ana dek 1 milyar dolardan fazlasının projeye aktarılmasına rağmen JSF için sabit fiyatın hala belirlenmemiş olması ve ayrılan 5.7 milyar avro bütçenin Hollanda Hava Kuvvetleri envanterine katılacak olan 85 adet uçağın maliyetini karşılayıp karşılayamayacağının belli olmaması rahatsızlığın ana kaynağı olarkta gösterildi.

Hollanda hükümetinin 2010 sonunda 55 adet uçağı alıp, kalanından vazgeçeceği iddiası da bir müddet kamuoyunu meşgul etti.

Çoğunluğa sahip olan ana ikili Hristiyan demokratlar ve İşçi partililer arasındaki küçük fikir ayrılığı o günden bugüne süren tartışmalar ile iyice büyüdü. Hollanda Savunma Bakanlığı Müsteşarı Jack de Vries, temsilciler meclisine mektup yazarak, programın iptalinin ülkeye en az 873 milyon avro zararı olacağını, bunun büyük bir kısmını da programa şu ana dek yatırılan 760 milyon avronun teşkil ettiğini bildirdi ve projenin devamına karşı olan İşçi Partisi mensuplarına mesaj verdi.

Aynı mektupta, bu olayların gerçekleştiği günden bir hafta önce basına da yansıyan, bir adet F-35A test uçağının bu sene içinde, bir diğerini ise önümüzdeki sene alınacağını belirten iddialar da yalanlandı.

Teste devam, kesin sipariş meçhul

Geçtiğimiz iki hafta bu olayların gerçekleşmesine şahit olurken 23 Nisan tarihinde yeni bir gelişme daha oldu.

Hollanda’da ki üç partili koalisyon hükümetinin üyesi olan Hristiyan Demokrat, İşçi ve Hristiyan Birlik partileri F-35 programına katılım sağlanıp sağlanmayacağının kesin yanıtının 2010 yılına kadar ertelenmesi kararına vardı.

Hollanda’nın programdan çekilme ihtimalini güçlendiren bu karar F-35 cephesini şoka uğrattı; ancak koalisyon hükümeti, bakanlar kuruluna ilk test prototipinin tedariki için müzakerelerde bulunmaya devam etme yetkisini de verdi.

Fakat karardaki asıl kesin sonuç olan “Bu sene F-35 test prototipi alınmayacak” ifadesi çok ama çok önemliydi. Ayrıca kolasiyon hükümeti, Hollanda Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan F-16 uçaklarının yerine düşünülen 85 adet F-35A (CTOL) verziyonlu uçakların (maliyeti 6 milyar avroya kadar çıkmış durumdadır) alımına karar verilse dahi bu karar 2010′da değil, 2012′de, yani yeni seçilecek olan Hollanda hükümeti tarafından alınmasına karar vermesi, hükümetin sorumluluğu üzerinden atmaya çalışması olarak yorumlandı.

Hükümete müzakere yetkisinin verilmesi, bir anlamda “yine de test uçağını alalım” tavrı olarak yorumlandığından Lockheed Martin, 113.2 milyon avro tutarındaki ilk prototipin imalatı için hazır bekliyor.

Bu noktada bakanlar kurulunun nihai kararı en çok Lockheed Martin’i ilgilendirecek. Zira Hristiyan Demokratlardan olan Savunma Sanayi Müsteşarı Jack de Vries, iki adet test uçağının alımı konusunda anlaşma imzalamaya kararlı olduklarını açık bir şekilde deklare ederek, hükümet üyeleri arasındaki tartışmayı da alevlendirdi.

Ancak Hollanda işte tam da bu noktada önemli bir adım atarak anlaşmaya kendi lehine önemli bir madde koydurdu: İlk F-35 test uçağı temin edilecek ve Hollanda eğer bu uçağı kendi ihtiyaçlarına uygun bulmayıp anlaşmadan vazgeçerse sadece 20 milyon avro ödeyecek. Kalan maliyet ise Lockheed Martin’in sorumluluğunda karşılanacak.

Şu an Hollanda, uçağın test süreci çalışmalarından çekilmemiş olduğunu bir şekilde ilan etti, ancak efektif alım sürecinden kaçınabileceğini de bu yolla duyurmuş oldu. Hollanda’nın programdan çekilmesi ihtimali, F-35 projesinin prestijini ciddi ölçüde sarsabilir. Bu sebeple Lockheed Martin, yasal bahis siteleri daha fazla kızdırmak istemeyerek bu teklifi kabul etmiştir.

Nitekim Hollanda F-35 programı için şu ana dek 1 milyar dolardan fazla bir miktar kaynağı projeye aktarmış durumdadır. Ancak Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) için henüz hala sabit bir fiyat belirlenebilmiş değildir. Üstelik envantere katılacak olan bu yeni tip uçak için ayrılan 5.7 milyar avroluk bütçenin, 85 adet uçağın maliyetini karşılayıp karşılayamayacağı da belirsizliğini korumakla beraber, uzmanlar proje maliyetinin kesinlikle kendisini aşacağından emin gözüküyor.

Hollanda Savunma Sanayi Müsteşarı Vries’in de projenin devamından yana olan Hristiyan Demokratlardan olması, projenin devamına karşı çıkan İşçi Partililerde büyük rahatsızlık yaratıyor.

Teknik sorunlar açığa çıkmaya başladı

Diğer yandan uçağın test ve geliştirme sürecindeki bazı teknik sorunlar da açığa çıkmaya başladı.

Uçağın en büyük iki müşterisi ABD ve İngiltere, bugün sıcak iklimlerin hakim olduğu bölgelerde dış görevlerde bulunduğundan Müşterek Taarruz Uçağı JSF’nin sıcak havalardaki performansına büyük önem veriyor; ancak geçtiğimiz hafta SSNET’in 63. sayısında da duyurduğumuz gibi, Müşterek Taarruz Uçağı’nın sıcak iklimlerdeki performası beklenildiği gibi gözükmemektedir.

Konuyla ilgili araştırmaları derinleştirmek adına çalışmalar yürütmeyi planlayan İngiliz Savunma Bakanlığı, satın aldığı üç adet JSF’yi Operasyonel Test ve Değerlendirme (Operational Test and Evaluation, IOT&E) birimi aracılığıyla inceleyecek ve geniş çaplı bir değerlendirmeden sonra gelecekteki satın alımlar hakkında karar verecektir.

Test amaçlı satın alınan bu uçaklardan ilk ikisi 2011, üçüncüsüyse 2012 yılında teslim edilecek. JSF tasarım grubu uzmanları, test uçuşlarından alınan verilerden de yararlanarak uçağın termal kontrol sisteminin sorunsuz çalıştığını ve isteklere yanıt verebildiğini belirtilseler de son noktayı test uçuşlarının raporu koyacaktır.

Böyle bir durumda, İngiltere’nin de JSF projesini sorgulamaya başlaması, F-35′in ana dayanağı olan Avrupa’dan aldığı ikinci önemli darbe olabilir.

Öte yandan geçtiğimiz cuma günü Danimarka hükümeti de beklenen F-35 alımı kararını bir sene sonrasına erteledi.

Dikey kalkışlı F-35B’lerin motorları sorunlu

Diğer yandan, F-35B Lightning II müşterek taarruz uçağı için yapılan testlerde, Pratt & Whitney F135 motorlarının kısa kalkış/dikey iniş özelliğini (Short TakeOff/Vertical Landing, STOVL) gerçekleştirmek için gerekli olan optimum itki kuvvetinden % 1,3 fazlasını ürettiği tespit edildi.

Bu da uçağın temel görevlerinden olan STOVL görev konseptini derinden etkileyen bir parametre olduğundan, motor ile uçağın uyumu tam sağlanamadıkça, F-35′in bu konfigürasyonunda ciddi ve aşılamaz bir bent olacağı anlamına geliyor.

Lockheed Martin F-35 sorumlusu J.D. McFarlan konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamada, yapılan testlerde ölçülen değerin 41100 pound olduğunu ancak ihtiyaç duyulan itki değerinin 40550 pound olduğunu dile getirdi ve bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını vurguladı.

Süreç uzadıkça kriz artacak

Şu noktada F-35 Müşterek Taarruz Uçağı programının ekonomik bir istikrar rayına oturması şart gibi gözüküyor. Kaldı ki hem bu ekonomik belirsizlik, hem de motor ve performanstaki mevcut teknik sorunlar ve gecikmeler, Avrupa’nın en büyük askeri nakliye uçağı A400M’i hatırlatmıyor da değil.

Lockheed Martin’in tecrübesi ne kadar engin olsa da, kriz ortamındaki ülkelerin bütçeleri sınırlı olabilir.

Tevfik Uyar,
SSNET Yayın Yönetmeni


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir